Sorunlar ve Çözüm Ortaklığı
İnsanların sosyal, ekonomik ve kültürel ilişkileri arttıkça bu ilişkilerden milyonlarca ihtilaf çıkmaktadır. Bin sene önce yaşayan insanların hukuki ihtilafları ile bugün yaşayan insanların sorunları aynı değildir. Bin sene sonra yaşayacak insanların sorunları ise bu günkü insanların sorunlarına hiç benzemeyecektir. O halde sorunları güncel ve yürürlükte olan mevzuatla çözmek gerekir. Kara Avrupası hukuk sisteminde her konuda yazılı yasalarla düzenlenmiştir. Ancak insanlar arasında hukuki ihtilaflar sonsuz olduğu gibi internetin keşfi gibi teknolojinin gelişmesi ve hayatımıza girmesi ile çok sayıda yeni hukuki sorunlar çıkmaktadır. Bu tür yeni sorunlara karşı hukuk sistemi çaresiz değildir. Yasada boşluk olması halinde hâkimin örf ve adete göre yahut hukuk yaratmasına kadar çareler sıralanmıştır. Yani esasen Kara Avrupası hukuku da hâkimin kanun bulunmaması halinde, hukuk yaratmasını kabul etmektedir.
Bir ay sonra evini 5.000.000 TL’den satmak üzere ön sözleşme yapmış bir kişi ayın sonunda doların 18 TL’den 100 TL ye ev fiyatının da 25.000.000 TL ye çıktığını görürse hukuken ne yapacaktır? Yahut 100.000 TL sermayeli bir Ltd. şirket sahibi kişi, işler iyi gidince evini 10 milyona satıp bu parayı da sermaye artışı yapmadan şirketten yabancı kaynak gibi kullansa ve 4. Yılda şirketi ödeme güçlüğüne düşse, 10 milyon TL’sini şirketten öncelikli alabilir mi? Yoksa bu 10 milyon TL şirketin örtülü sermayesi mi sayılacaktır? Benzer binlerce olayın hukuki çözümü, özellik gösterir ve bakış açınıza göre her iki tarafa da haklılık verir.
Maurice Duverger
“Hukukun kuvvetinin azaldığı yerde , kuvvetin hukuku geçerli olmaya başlar. “
Sorunların en kolay çözümü; karar vericiler üzerinde baskı kurarak yahut onları maddi – manevi yönden tatmin ederek lehe karar verilmesini sağlamaktır. Bu yöntem insanların tarih boyunca en fazla kullandığı yöntem olmuştur. Bu yöntem; insan olma sıfatına henüz tam ulaşamamış ve gelişememiş toplumlarda yaygın olarak halen de kullanılmaktadır. Bu tür bir çözüm beklentisinde olan insanların, hâkim dahi olsalar insanlıktan ve hukuktan nasibini almadıkları açıktır. Ülkemizde mezhepsel ve örgütsel bu tür yapılanmaları yargıda da maalesef yaşadık. Bu tür yapılanmaların her neresinde olursanız olun, kendi cehenneminize odun taşıyorsunuz demektir. Çünkü bir gün hukuk size de lazım olacaktır.
Sorunların hukuk içerisinde kalarak ve hukuka uygun olarak çözümü, insana yakışan ve insanı hayvandan ayıran en doğru çözümdür. Hukuk sistemi doğru işlemeyen toplumların gelişmesi mümkün değildir. Hukuk güvenliği olmayan bir yerde can ve mal emniyetiniz olmaz. Geleceğe ilişkin planlar yapamazsınız. En basitinden yatırım yapmak isteyen bir kişinin bakacağı ilk şey; yatırım yapacağı bölgede hukukun işleyip işlemediği hatta ne kadar hızlı işlediğidir.
Ülkemizde yargının sorunlarını hemen her gün toplumsal olarak yaşayıp görüyoruz. Sorunların çözümü çok basit olmakla birlikte yüz bini aşkın yargı mensubu bu sorunları çözmede yetersiz kalmaktadır. Bunda toplumsal eşitsizlik, eğitim noksanlığı ve denetimsizlik ana etmendir. Yani sadece hukuk sistemini iyileştirmeniz sorunları çözmemekte toplumun eğitim başta olmak üzere ekonomik ve sosyal haklarını iyileştirmeniz gerekmektedir.
Avukat olarak bizler, müvekkillerimizin haklarını alıp kendilerine teslim etmekle vazifeliyiz. Müvekkillerimize hukukun içerinde kalarak doğru ve gerçek bilgiyi vermek zorundayız. Olayları müvekkilimizle birlikte yoğurup çözüm konusunda onlarla birlikte alternatif çözümler üretmek durumundayız. Hukuku müvekkilimize de öğretmeliyiz, çünkü hukuk bilen insanlar daha az yanlış yaparlar. Hukuk büroları emlak komisyonu büroları değildir, olmamalıdır da.
Sorunların temel nedeni, işe başlarken konuya ilişkin hukuki ve teknik fizibilitenin yapılmamış olmasıdır. İnsanlara tavsiyemiz; hukuki sonuç doğuracak işlemlere girmeden önce bilgili bir hukukçudan görüş alarak süreci ilerletmesidir. Baştan yanlış yapmamak kolaydır ancak yanlış yapıldıktan sonra düzeltmek çok zor, pahalı ve zaman alıcıdır.
Hukuk ofisi olarak müvekkillerimizle ilişkilerimiz hep uzun soluklu, güvene dayalı ve karşılıklı iyi niyet çerçevesinde olmuştur. 30 yılı aşkın avukatlık hizmetimizde müvekkillerimizin bize güveni, en büyük gurur kaynağımızdır. Müvekkillerimizin çoğu işin ücretini dahi sormazlar, bilirler ki biz hakkımız olmayan bir şeyi onlardan istemeyiz Avukatlık hizmetini sunarken hedefimiz, hukuk içerisinde kalarak en hızlı şekilde müvekkilimizin haklarını korumaktır.
Gerek ülkemizin gerekse dünyamızın daha güzel ve huzurlu bir geleceği için hep birlikte hukuku ayakta tutmak zorundayız. Aksi takdirde toplum, ülke ve dünya sorunlar yumağı haline gelir ve gelecek nesillerin nefretini kazanırız.
Mal cimride, silah korkaklarda, karar da zayıflarda olursa düzen bozuktur. (Hz. Ebubekir)
Bir rejim, halkın adalete inanamaz hale geldiği noktaya gelince o rejim mahkum olmuştur. (Montesquieu)